- Katılım
- 29 Nis 2023
- Mesajlar
- 716
- Tepkime puanı
- 0
Günün birinde Nasreddin Hoca’nın canı sıcacık bir çorba ister. Tencereleri şöyle bir açıp bakar, çorba yoktur. Bunun üzerine dumanı üzerinde, kokusu etrafa yayılan mis gibi leziz mi leziz bir çorba hayal etmeye başlar. Çorbanın kendisi olmasa da hayali bile güzeldir. Hoca Efendi tam bu hayallerle kendisini avuturken birdenbire kapısı çalınır. Gelen komşusunun oğludur. “Hocam, babam hasta yatıyor. Varsa bir tas çorba verseniz de içirsek...” deyince, Hoca üzüntülü bir tavırla cevap verir: “Ah oğlum, keşke bir değil iki tas çorba olsaydı da verseydim. Babana ‘geçmiş olsun’ deyiver.” Hoca, komşunun oğlunu uğurlayıp kapıyı da kapattıktan sonra kendi kendine söylenmeye başlar: “Buna da pes doğrusu! Şu bizim komşular da amma adamlar yahu… İnsanın hayalindeki çorbanın bile kokusunu alıyorlar.”