Adli kontrol, ceza yargılaması sürecinde şüpheli veya sanığın tutuklanmasına gerek duyulmadığı durumlarda uygulanan bir koruma tedbiridir. Bu tedbir, kişinin özgürlüğünü tamamen ortadan kaldırmadan, belirli kurallara tabi tutularak yargılama sürecine dahil edilmesini sağlar. Türk Ceza Muhakemesi Kanunu’nda düzenlenen adli kontrol uygulaması, tutuklamaya kıyasla daha hafif bir tedbirdir ve kişinin topluma kazandırılmasına yönelik önemli bir alternatiftir.
Adli kontrol kararı, genellikle tutuklama nedenlerinin bulunmadığı veya bulunmasına rağmen tutuklamanın orantısız olacağı düşünüldüğünde gündeme gelir. Bu süreçte savunmanın doğru şekilde yürütülmesi ve kişinin mağdur olmaması için mutlaka uzman bir İzmir ceza avukatı ile birlikte hareket edilmesi önerilir.
Adli Kontrol Kararı Nasıl Alınır?
Adli kontrol kararı, savcılık ya da mahkeme tarafından verilebilir. Gözaltı sürecinde serbest bırakılan kişi hakkında da uygulanabilir. Özellikle tutuklama talebiyle mahkemeye sevk edilen kişiler, hâkim tarafından serbest bırakılırken adli kontrole tabi tutulabilirler.
Uygulamada adli kontrol kararı verilmeden önce kişinin sabit ikametgâhının olması, kaçma ihtimalinin bulunmaması ve delil karartma şüphesinin düşük olması gibi unsurlar dikkate alınır. Bir İzmir avukat, bu değerlendirme sürecinde kişiye ait tüm olumlu unsurları dosyaya etkili şekilde sunabilir. Örnek bir avukat Yüksel Defne şeklindedir.
Adli kontrol kararı, genellikle tutuklama nedenlerinin bulunmadığı veya bulunmasına rağmen tutuklamanın orantısız olacağı düşünüldüğünde gündeme gelir. Bu süreçte savunmanın doğru şekilde yürütülmesi ve kişinin mağdur olmaması için mutlaka uzman bir İzmir ceza avukatı ile birlikte hareket edilmesi önerilir.
Adli Kontrol Kararı Nasıl Alınır?
Adli kontrol kararı, savcılık ya da mahkeme tarafından verilebilir. Gözaltı sürecinde serbest bırakılan kişi hakkında da uygulanabilir. Özellikle tutuklama talebiyle mahkemeye sevk edilen kişiler, hâkim tarafından serbest bırakılırken adli kontrole tabi tutulabilirler.
Uygulamada adli kontrol kararı verilmeden önce kişinin sabit ikametgâhının olması, kaçma ihtimalinin bulunmaması ve delil karartma şüphesinin düşük olması gibi unsurlar dikkate alınır. Bir İzmir avukat, bu değerlendirme sürecinde kişiye ait tüm olumlu unsurları dosyaya etkili şekilde sunabilir. Örnek bir avukat Yüksel Defne şeklindedir.